300-400 e kasa satıyorlar. 2.el alabilirsin.

2. el bilgisayar +1. tez yazmak icin zaten ucan kacan birseye ihtiyacin yok.

dizüstü paçavra bir bilgisayar gerek zaten ama hiç anlamıyorum da. en en ucuz, word'de sorun yaratmayacak herhangi bir şey kafi. linkle beraber ikinci el dizüstü öneriniz varsa alabilir miyim?

İkinci el tavsiyesi veremiyorum ama herhangi ucuz bir laptop alıp ssd takın, sonuçta word vs. çok sistem isteyen şeyler değil disk hızı artınca bütün bilgisayar rahatlar

aslında düşündüm de. istersen danışman hocana da sorabilirsin bunu. örneğin, okulumda birçok hocanın kendi laboratuvarlarında bilgisayarı vardı. tezle ilgili çalışmak istediğimizde dilediğimiz gibi kullanabiliyorduk bu bilgisayarları.

-kütüphane laptop vermiyor mu? çalışıp buluta atabilirsin ben öyle yapıyordum
-bir de okulunun sitesi veya facebook grubu varsa oradan yazabilirsin

hatta burada ilan aç birileri çıkar mutlaka, çalışsa bizim eski bilgisayarı verirdim mesela.

kütüphane dışında çalışmaya devam etmek ihtiyacı hissedildiğinde otg destekli bir android telefona şöyle bir klavye takarak çalışmaya devam edebilirsiniz, bütün çalışmaları bulut üzerinden yaparsanız daha pratik olur:

urun.n11.com

Okulda laboratuvar, kütüphane vb kullanabileceğin bir bilgisayar olmalı. Olmadı hocalarına söyle illa ki ayarlayabilirler bir tane atıl duran bilgisayarı gidip kullanman için.

teşekkür ederim cevaplarınız için. öncelikle danışman hocama sorayım madem.

okul dışında kamu ve özel kütüphanelerde çalışmak için ücretsiz bilgisayar oluyor.

hocam şunlara bi bakın

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

Sayılmaz. Spordaki esneme/gerilme antrenmanı yerine geçebilir belki ama kardiyo için nabız yükselten bi spor olması lazım. Yoga baya baya tam tersi bi durum.

Yaşınızı bilmiyorum ama 5—6 km/h hızda da bence kardiyo olmama ihtimali var. Kardiyovasküler egzersizler kalbin sağlıklı bir aralıkta zorlanmasıyla oluyor.

45 dk aralıksız kardiyovasküler egzersiz de zaten sağlığa zararlıdır diye tahmin ediyorum. Onun yerine (bkz: hiit) tarzı çalışma daha uygun olur sanki. Selamlar.

Bunu yapmak istemeyen insan olmadığı için inanmanı gerektirecek bi durum yok bence.

Dediğiniz gibi, tesadüf. Gezegenlerin vb. çekim alanları sıradan cisimlerin (masa, sandalye) çekim alanlarından bile küçük kalır. Astroloji hiçbir şekilde hayatınıza kılavuz olmaz, öngörü kazandırmaz, bir şeyleri göstermez.

valla insanlara sorsan en az yarısı düzen sever zaten. 12'de biri değil yani.

Boga burcu olup da boyle olmayan milyon tane insan bulurum sana. Burclara inana kerevizdir.

Tesadüf+1. Yazdığınız şey zaten birçok insanın kafasından geçmiştir, şaşırtacak kadar yaratıcı bir düşünce değil.
Memur benzetmesine güldüm :)

her burcun bazı öne çıkan özellikleri oluyor ve o burca ait insanların çoğunda bulunuyor. istisnalar elbette ki var ama mesela başak burçları temiz titiz tipler oluyorlar, terazi kadınları süsüne düşkün, balıklar sulu gözlü vs. çevremde yaptığım gözlemler de uyuyor yani. böyle genel bir olay var ama başta da belirttiğim gibi her aslan burcu lider tipli olmuyor mesela ya da ikizler gibi bir öyle gir böyle falan..

Balık burcuyum, attığın tweet'e yüzde yüz katılıyorum, zamanında hayalini kurmuşluğum da var ve artık burçlara inanmıyorum.

ben inanmıyorum. ikiz kardeşim var, ne yaptıklarımız birbirini tutar ne sevdiğimiz şeyler. karakter olarak daha çok benzediğim başka insanlar var çevremde. aynı burçtan bile değiliz. ben inanmıyorum. yukarıda arkadaşın da yazdığı kalıplaşmış bazı şeyler var, bütün burçla alakalı yerler senelerdir aynı şeyleri yazıp yazıp duruyor.
Ben de bir dönem meraka düşüp, acaba gerçekleşecek mi diye, burç yorumları okumaya başlamıştım. baktım hiçbir şey olmuyor, okumayı bıraktım bir gün. gezegenlerin hareketinden, venüs'ün durumundan hayatımın etkilendiğini düşünmüyorum açıkçası.

düzenim ufacık bozulsun, anında kafayı yerim. sevmediğim insanla yıllarca yaşadım, sırf düzenimin bozulmasına olan takıntımdan ötürü. gün içinde uymam gereken rutinlerim var, yıllardır bozmuyorum. dışarı çıkmam gerekirse, o rutinleri birkaç gün önceden halletmeyr çalışır, beceremezsem hayatı kendime dar ederim.

not: boğa burcu değilim.

(bkz: cold reading)

(bkz: barnum effect)

facebook'ta gezgin kadınlar konuşma grubu sizin çareniz. istediğiniz tüm bilgiler orda var. yalnız karadeniz gezisi yapanlarda var grupta.

tek basina gitme bence.

Bence de tek başına gitmeyin bana biraz tutucu geldi

ben de tek önermiyorum. hafızam yanıltmıyorsa epey kötü haber hatırlıyorum gazeteler ve tv'den.

tamam arkadaslar gitmiyorum :)

Benim burada yarısından çoğu yapıyor. Pideye göre daha karlı iş aslında. Bol hamur az malzemeye çok para.

Burda da yapan yerler var baya. Ama benim bu konuda ön yargım var. Bi mekan hem pizza hem pide yapıyorsa ikisini de iyi yapamıyordur ve mekan çok iyi değildir diye düşünüyorum. Ya pizzacı olsun ya da pideci.

Nundu +1

Pideciler bence pizzaları pizzacılardan daha iyi yapabilirler. Sadece malzemeler biraz farklı olmalı.

Şu ülkede bize pizza adı altında ekmek üstü erimiş kaşar satıldı yıllarca. Amerikan tarzı pizza zincirleri mozarella ve fesleğenle işi kotarsalar bile yine gidip kapkalın ekmek hamurunu dayıyorlar. Üstüne pizzanın üstünü gereksiz malzemelerle çarşamba pazarına çeviriyorlar.

İddia ediyorum şu pideyi güzel yapan yerler, yanlarına küçük bir yer açıp kaşar yerine mozarella koysalar, fesleğenden kaçınmasalar ve sucuk yerine jambon, pepperoni falan kullansalar bütün Amerikan pizzacılarını donlarında sallarlar. İtalyan pizzasının hamuru pideye daha yakın çünkü.

hamurları farklı. hamur ise olayın en önemli parçası neredeyse.

benim de bildiğim kadarıyla, pide hamuruyla bir ilgisi yok pizza hamurunun.

Pide pizzadan daha güzel birşey, bırak yapmasınlar zaten.

en yakın müzeye götürün. onlar size değerinde ödemesini yapar.

bunun dışında tarihi eser alım satımı yapmak suçtur. 5-10 tl edecek metal paralar için yıllarca hapis yatmak var işin ucunda.

@angelofdeath: Şu an hiç kimseye güven yok. Gerçekten değerlidir mesela ama kendisine gösterilen polis ya da ilgili kişi yalan söylemez mi? Yoksa en başta ilgili yerlere götürmesini söyledim zaten. Devlete ait müzelere mi sorulmalı bir de? Çünkü aklıma sadece müze ya da polis geliyor.

eski paraları parlatmaya uğraşmamak lazımmış, hasar görüyormuş.
akılınızda olsun.

* müzeye götürcen tutanakla teslim edicen. götürmeden fotolarını da çekersin.

@herhaltibiliyoring: Devlet ya da müze para vermez mi bunu bulanlara?

veriyor işte. müze bir değer biçiyor. belli bir yüzdesini getirene ödüyor.
@angel da yazmış.

tarihsel acidan degerli. ama para olarak pek sanmiyorum. elinizde iki tane varsa daha da dusuk ihtimal yuksek bir meblag kazanmaniz. paralar gercek duruyor. arkadaslardan biri apollo sanirim. tarihine, durumuna ve nadirligine gore degisir ederi.

uzman degilim ama 10 dolarin uzerinde ederi olan para bulmak biraz zor. herhangi bir muzeye gidip tutanakla teslim edebilirsiniz. zaten size odeme yapilirken de paranin detaylari tarihi, vb. de yazilir. ona gore ufak bir internet arastirmasiyla ederini de ogrenebilirsiniz.

Türkiye'yi baştan sona 100 metrede bir toprağı biraz eşeleyerek dolaş, bu paralar gibi binlercesini bulursun, öyle maddi getirisi olan bir değeri yok, ha altın gümüş para bulursun orası ayrı.

Merak ettim ne olduklarını duyuruyu günceller misiniz gittiğinizde ya da ne olduklarına dair herhangi bir bilgi edindiğinizde?

(bkz: reserved)

-Tarihi eser buldum ne yapmalıyım?
Taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını bulanlar, malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler veya yeni haberdar olan malik ve zilyetler, bunu en geç üç gün içinde, en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar.
Kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili olarak bildirim yükümlülüğüne mazereti olmaksızın ve bilerek aykırı hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bildirimi yapılmamış olan kültür ve tabiat varlığını satışa arz eden, satan, veren, satın alan, kabul eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

- Bulduğum tarihi eseri müzeye götürsem para alır mıyım?
Korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı olup olmadığını, müzeye alınacaklarla alınmayacakları tespit etmek ve müzelere alınmasına karar verilmesi durumunda kıymetini belirlemek için müze uzmanları tarafından “ Değerlendirme ve Kıymet Takdir Komisyonu” oluşturulur. Müzelere alınması uygun görülen eser için komisyonca belirlenen maddi bedel eseri getiren şahsa ödenir.

www.kulturvarliklari.gov.tr

@tey tey: Tabii ki. Ben kendisiyle iletişime geçip burada yazılanları aktaracağım. Güncelleme yaparım bunun ışığında.

@Lim5: Çok teşekkür ederim, bağlantı adresi çok faydalı oldu.

kuranda göğüslerinizi bir bez gibi bişeyle kapatın başka gözlerden saklayın yazıyodu.

kafanı kapat göğüsler açıkta kalsın yazmıyordu.
millet hem kafayı örtüyor hem de o türbanla göğüsleri kapatmaya bakıor bazıları.

şuan kapananların kapanma düzenlerinin hiçbiri kuranda geçmiyor.

Kuran bir moda dergisi olmadığı için, namazın bile nasıl kılınacağı yazmayan kitapta "kadın başını nasıl örtsün"ün yazmasını beklemiyorum.

Müslümanım örtülü değilim çünkü 4 4lük müslüman değilim. Daha pek çok şeyi yap(a)mıyorum bu da onlardan biri. Salt bu şekilde bakıyorum.

muslumanligin sekilci olabilecegini dusunmedigim ve ozunun iyi insan olmak olduguna inandigim icin

örtünmenin "şart/farz" olması tartışmalı bir konu kimilerince, biçimi de öyle. Ancak saçma bir tartışma ve gereksiz de. Kişinin kendi tercihidir ve kesinlikle bir şart yahut zorunluluk değildir.
Hem bu denli önemli bişey olsa herhalde bir iki ayetten fazlasında yer verilirdi değil mi? Aynı salatın yaklaşık 130 yerde geçmesi gibi.
Ek olarak, olayın tarihsel süreci şöyledir: islam öncesi cahiliye toplumunda başörtüsü soylu/özgür ve köle kadınlar arasında ayrım yapmayı sağlayan bir şeydi. Özgürler örtülü, kapalı giyinir; köleler ise yaptıkları iş/derecelerine göre yarı çıplak ile başörtüsüz ama giyinik arası bir biçimde giyinirlerdi. Aynı şey o dönem için de, sonrasında da birçok toplumda da görülür. Bazı kaynaklarda özellikle buna vurgu yapan olaylar da aktarılır hatta mekkeden. Kaynak veremiyorum ama bulmak zor değil, ilgili konular çerçevesinde internette bulabilirsiniz sanırım. Ayet "örtülerinizi göğüsleriniz hizasına/göğüslerine indirin" diye vahyolunuyor, aradaki o statü belirleyici özellikteki giyim farkını kaldırmak için. Soylu/zenginler ile köleler/yoksullar arasındaki görüntü farkını ortadan kaldırmak için. Bir de "vücut hatlarınızı aşırı vurgulayan elbiseler giymeyin" ayeti var. O da genel bir düzenleme işte.

valla lısedeyken cok kararlıydım kapanmaya okuyordum arastırıyordum oyle ınandım. daha sonra annem(kendısı de cok sonra kapanmıstı) karsısına alıp konusunca bak kızım cok kucuksun ılerde pısman olursun bıraz daha buyu deyince vazgectım. su an universite bıtmek uzere , aslında ortunmenın gereklılıgını dusunuyorum ama sanırım kendım için nefsim cok güçlü ve hiç bir zaman gercekleştiremeyecegım. şöyle de sorguluyorum, o kadar cok emrin içinden birini seçip yuceltmek nedendir? bunu sorgulayan ınsanlar edep ve adap sahıbı mı namazlarını kılıyolar mı haram yemıyorlar mı....(sizin için değil genel dusuncem)

sokakta kapalı kızlar görüyorum, makyaj, dar pantolon, hatta kimisi diz hizasında etek bile giyiyor. bi kapalı arkadaşım gecenin bi yarısı arıyor çok içtim sarhoşum diye. otobüslerde görüyoruz, kapalı kız sevgilisiyle öpüşüyor. ha bu demek değildir ki her kapalı kadın böyle. demek istediğim, örtündüğümüz zaman biçok şeyden fedakarlık etmek zorundayız. ben özgürlüğümü kısıtlayabileceğimi düşünmüyorum, bu yüzden.

imanın ve ibadetin kalpte, düşüncede, niyette var olması gerektiğini düşünüyorum.

üniversite öğrencisiyim ve türbanlı değilim.

örtünmenin yanısıra şekilci hiç bir gereğini yerine getirmeyen biri olarak; çünkü, allah korkusuyla yaşamıyorum.. 10tane eksim varsa 10tane de artım var.. kasmaya lüzum yok

çünkü başörtüsünün dini bir temeli yok. başörtüsü diye bir kelime bile geçmiyor genel olarak örtünme olarak geçiyor ama yüzeysel ve küçük bir ayrıntı olarak yer alıyor. bunun sanki dinin temeliymişçesine dile getirilmesi insanları ayrıştırmak ve üzerinden sömürü elde etmek amaçlı. aslolan maneviyattır bu tür şeyler dini özünden uzaklaştırmak ve şekilciliğe dönüştürmekten başka işe yaramaz. tarihi olarak da araştırırsanız başörtüsünün temeli sümerlere dayanır ve o zamanda seks işçileri diğer kadınlardan ayırt edilebilmek için örtü takarlar. islamiyet'te de önceleri başörtüsü diye birşey yok sadece bölge şartlarından, kılık kıyafet geleneklerinden dolayı örtünme olayı var ama başörtüsü muhabbeti kadınların birer mal olarak görülmesiyle başlıyor. bütün bunları geçtim kendi fikrimi dile getirecek olursam sırf erkekler tahrik olmasın diye başörtüsü takmak bir kadın için çok aşağılayıcı bir durum dini zorunluluğu olsun veya olmasın. niye sadece kadınlar için var bu örtünme olayı hiç düşündünüz mü.

önemli olan iç güzellik.

@bak bu ara cok terssin: türbanlılar dar pantolon giyemez, makyaj yapamaz, öpüşemez, alkol alamaz diye bir kaide mi var? sen ne kadar insansan, o da o kadar insan. belki örtünmeyi seçti ama o tarz kusurları var ya da öyle yaşamayı tercih ediyor. belki ben oruçlarımı tutuyorum ama örtünmemeyi seçiyorum.

insanları rahat bırakın. kimse başında bir örtü var diye sizin kafanızda belirlediğiniz çerçeveye uymak zorunda değil.

cevaba gelince; işte bu şekilde düşünen insanlar yüzünden örtünmüyorum. aşağılanmayı, 2. sınıf insan muamelesi görmeyi, örtümden dolayı diğer davranışlarım için yargılanmayı ve onların belirlediği davranışlara uymazsam orospu muamelesi yemeyi göze alamıyorum.

erkegim ve islamin hala o yillardaki gibi yasanmasini sacma buluyorum. yani bir insan dus aldiktan sonra abdest almamali mesela bence.
amac temizlikse, temizsen kilarsin namazini.

basortusu konusuna gelince, yine biraz mantikli olunca sac telinden tahrik olacak adamin psikolojisi bozuktur muhtemelen. kadin olsaydim boyle dusunurdum.

sagliksiz.

niye kimse dememisse.

dünya küreselleştikçe, insan hakları ve özgürlükleri evrenselleştikçe "din"le çatışmalar yaşanabiliyor. bütün dinler için geçerli bu. islâm'da eğer kapanmanın farz olduğunu baz alırsak,

tanım atalım kafadan da; kapanma, karşı cinsiyetin cinsel olarak uyarılmaması için kullanılan bir yöntem.

şimdi sadece objektif bir dünya vatandaşı olarak nelere karşı göründüğünü yazalım;
1- öncelikle kadını toplumda cinsel bir obje gibi gösteriyor,
2- kadının cinselliğine ket vuruyor,
3- en önemlisi, kadın-erkek ayrımına çok açık sebep oluyor.

ve birçok da sosyo-kültürel sebepler var zaten arkadaşlar anlatmış.

ha bu dediklerim sadece objektif gözlem. takmak isteyen elbet takabilir, saygı duyulmalıdır; ama bu bakış açısından kaçmak, 2013 yılında bence zor.

24:31 İnanan kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, iffetlerini korusunlar ve açıkta olması gereken yerleri hariç, alımlı yerlerini göstermesinler. Örtülerini göğüslerinin üzerine kapasınlar. Vücutlarının alımlı yerlerini kimseye göstermesinler; ancak kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, diğer kadınlar, cinsel iktidara sahip olmayan erkek hizmetkarlar ve işçiler ve kadınların cinsel yönlerini henüz anlamayan çocuklar hariç. Gizledikleri alımlı bölgelerini sergilemek/bildirmek için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar, topluca ALLAH'a yöneliniz ki başarılı olasınız..

Burada da görüldüğü gibi başörtüsü allahın emri değil. Hadi diyelim ki burada başörtüsü var allah bunun bir cezası olduğunu bildirmiyor.

örtünme sadece kafayı kapayıp başka yerleri açarak olmaz bir kere o donemıde incelersek çöl yüzeyinde kafa dahil tamamen kapanmak kum tanecikleri ve benzeri olaylardan kaçınmak için olduğunu düşünüyorum kurandakı kapan kelimesinin tamamen onu yansıttığını düşünmüyorum o donemde o şartlarda öyle gerekiyordu ki birazdaha mantıklı düşünmek gerekirse bayan nıçin kapansın sen bakma o kadar Müslümansan bi yerde bir yazı okumuştum bana giyinmeyi öğretme oğluna ahlakı yada tecavüz etmemeyi öğret tarzı bişey yazıyordu doğru olan bu---erkeğim bu arada bir bayanın görüşleri değil---

@topraam o zamanın şartları diyoruz iyi hoş da, kuran evrensel bir kitap olduğu iddiasında değil mi? değişmeyecek, tüm dünyaya hitap ediyor ve hükümleri kıyamete kadar geçerli.

Bedenimi satmıyorum, teşhir etmiyorum, çok makyaj yapan süslü biri de değilim esasen. Saçım neden insanları etkiler anlamıyorum. Kuranda böyle bir ibare de yok saçla ilgili. Kuran kadını ötekileştirmiyor bence, neden maddi dünyada ötekileşelim. Bazı şeyler var Arap gelenekleri fakat biz İslam olarak algılıyoruz. Ben kimseye zulmetmediğim, hak yemediğim, paylaştığım sürece Allah senin kafan açık ama demez bence. Ve Bebek'te bilmemkaçparaya yemek yiyip, son model arabalarıyla hava atıp, o din bağlamında kafasını örttüğü örtüyü kaç ailenin doyabileceği parayı verenler müslüman da olamazlar.
Tabi bence, çok da bilgili değilim esasen. MAntıklı gelenler.

erkeğim ve ateistim, müslüman olup da örtünmeyen kadınlar ne kadar iyi biri olursa olsun cehenneme gidip yanmaktan acı hissetmez oldukça derilerinin yenisiyle değiştirileceğini tekrar yakılacağını biliyorlar değil mi?

evrensel bi kitap tamam sana kuranda saçını kapayacaksınmı diyor hayır sadece örtüneceksin diyor örtünmek ile kara çarşaf türban farklı şeyler su anki hümümet de bunu kullanarak yapıyor işlerini

@neil manke öyle bir tanrıya inanıp ibadet ediyorlarsa yazık zaten. gerçekten öyle bir tanrı varsa ve beni ne kadar iyi, ahlaklı biri olursam olayım sırf, erkekler tahrik olmasın diye hayalet gibi yaşamayı reddettiğim için cehenneme atacaksa diri diri yakılmayı tercih ederim. istediği için değil cehenneme gitmemek için allah korkusuyla yapılan ibadetten gelecek hayır da bırak eksik kalsın.

@mrz breezy kimseye karıştığım yok zaten. sadece benim inancıma uymuyor bu. altı mekke üstü paris diye bi laf var. tam da bu kastettiğim. örtünmenin amacını tam olarak anlayamamış insanlar yanlış geliyor bana. ama kimseye sen bunu yapıyosun diye de çemkirmedim şu ana kadar. sadece fikrimi belirttim.

e ama fikrin hastalıklı bir fikir. bu fikri savunman bile insanları yargılaman anlamına gelir maalesef. bi kere "örtünmenin amacı" sadece ve sadece allah'ın kur'anda belirttiği ayetin gereğini yerine getirmektir. ötesi yoktur. ki o amaçla değil, zorla, aile/mahalle baskısıyla, siyaset için, moda için vs kapananlar da var. örtünmek o hristiyan kadınların yaptığı gibi rahibe olup bütün dünyevi şeylere tövbe etmek demek değildir. allah'ın belirttiği ayetindeki belirttiği emri uygulamaktır sadece. mesela ben şu an başörtülü olsam sana söyleyeceğim şey "sanane?" olurdu. "sanane? başörtülüyüm ve pantolon giyiyorum. başörtülüyüm ve belirttiğin kaidelere uymuyorum."

bir gün ben otobüste giderken iki üç liseli kız otobüsün ortasında gürültülü şekilde konuşup gülüyorlardı. bir tanesinin başörtüsü vardı. yanımdaki adam hepsini uyarmak yerine o kıza hitaben "kes sesini, başımı ağrıttın. başındaki örtünün gereğini yap. madem kapandın susacaksın." gibi şeyler söyledi. o adamın yanında daha fazla oturamadım.

ve senin mantığına göre, bu adamın söylediklerinde hiçbir yanlış yok işte. :)

san marco meydanı muhteşem. gondollar 65-85 € diye hatırlıyorum. su kanalları pis. hediyelik eşyalar fena değil, özellikle dekoratif maskeler çok tutuyor. kalacak yer venedikin ortasından bir yerden ararsan işin zor, yollar caddeler inanılmaz dar, haritaya bile güven olmuyor. bir de yahudi mahallesi vardı yanlış hatırlamıyorsam, öyle çok süper bir yer değil ama çevre ve bulunduğu yerler itibariyle görülmesi hoş olur gibime geliyor. bi de tourist informationlarda zaten harita veriyorlar ekstra oralardan da bakabilirsin.

otellere falan baktım da fiyatlar uçuyor. hostel tarzı temiz yerler yok mudur?

Venedik'te her yer görülecek kıvamda nerdeyse, ama en önemli yer San Marco meydanı, basilica ve Dük'ün sarayı görülebilir. Rialto köprüsü, Academia ve vaktiniz varsa Lido adası ve plajı da tavsiye edilebilir.

Gezmekten ne anladığınıza bağlı olarak çok değişik tavsiyeler alabilirsiniz, bu yüzden daha belirgin sorarsanız daha net cevaplar alırsınız sanıırım.

bu havada ne işin var venedik'te..
bas lucca'ya (şehir olan) git.

aynen, hava acayip sıcak ve nemli oluyor. bitap düşersin.

Venedik'ten çok kısa mesafede iki tane ada var, Murano ve Burano. Murano daha büyük, cam işçiliğiyle falan meşhur, çok acayip şeyler satıyorlar. Alışveriş yapmak istersen gidebilirsin. Burano da daha küçük, balıkçı kasabası ama evlerini görmen lazım rengarenk. Halk çok içip sarhoş olduğundan geceleri dönüş yolunda hep yanlış eve girerlermiş, ondan bütün evleri farklı farklı canlı canlı renklere boyamışlar. Sırf o görüntü için, orda bir fotoğraf çekilmek için bile gidilinebilir. Venedik-Murano-Burano arası seferler düzenleyen küçük vapurumsular mevcut, onlarla gidebiliyorsun.

en fazla %1'lik bir gerizekalı topluluğa hitap edebilir. radikal söylemler iş yapmayacaktır.


%1 çok çok iyimser(aslında kötümser) bir rakam. ülkenin çok gaza geldiği bir anda olabilir ama, şurada doğanlar gidiyor diyen adama en milliyetçi vatandaş bile kıçıyla güler, zira bu söylemin sadece ilgi çekme amaçlı olduğunu halk anlayabilir, türk toplumu üzerine çokça eleştiri yapılabilir elbette, ancak bu kadar da sapıtmadık henüz.

"onlar" diye nitelendirdiğin insanlarda aşırı reaksiyonlara yol açar. şiddet olayları artar , insanlar arasında derin bi nefret doğar bunun sonucunda kutuplaşmalar başlar ve bu böylece iç savaşa kadar gider.

medya bu adama oynasa, yani bu adamın yolu açılsa mhpnin oyunun büyük kısmını alabilir. ama olay politikacının vaatlerinden öte sesini duyurması için verilen imkanlarda.

mesela bahçelinin mitingte ip attığı seçimlerde mhp tamamen medyanın gazıyla barajı geçmişti.

@klark

pamukoğlu'nu son seçimde bahçeliden fazla gördüm ekranlarda, pek çok programa çıktı sesini duyurdu, teşkilatı mhp'den daha tertipli ve tutkulu görünüyordu(en azından gördüğüm batı illerinde) ama görece radikal söylemi inandırıcı gelmedi işte.

1. buna hiç kimse cesaret edemez. anında kaos başlar halk birbirine girer sonra asker darbe falan derken bunu söyleyen bile yok edilir.
ayrıca terörde başarısız oldu diye kimsenin ülkenin toprağını vermeye hakkı yok. herkes bitmesini istiyor belki ama bunun çaresi alın hadi sizin olsun değil. o zaman bunca yok olup gidene kim ne diyecek ? özür diliyorum mu ?

gitti doğuyu verdi, türk milliyetçilerinin oyunu kaybetti 1,
kürtleri doğuya tıktı, kürt milliyetçilerinin oyunu kaybetti 2,
memlekette halihazırda dinden oy alan parti var, merkezi de var radikali de var.
e oy alacak ne kaldı :D

dert edicek okadar cok sey varki sikik sonik seylerle ugrasmak istemiyorm kimi zaman.

yeni ikea reklamı varya, hani kadın evin düzeniyle ilgili birşeyler söylüyor adam kadının ne söylediğini anlamıyor bile sanki uzayda gibi hissediyor kendisini, orada çok iyi anlatmışlar durumu bence. kadınlar için çok önemli olan bir çok şey erkekler için o kadar gereksiz ki o yüzden hiç tepki vermiyorlar bazı şeylere.

simdi yazdiklarinizdan yola cikarak son derece hastalikli bir zihin yapisinin siradan bir temsili oldugunuz sonucunu cikartabiliyoruz. cünkü

-bir kadinin kocasina "suna bir sey de" demesi normal degildir. bir sey denecekse ve kadin rahatsiz oluyorsa, kadin dile getirecek tabii. diger insanlarla, özellikle erkeklerle, kocasi, babasi, kardesi, sevgilisi üzerinden iletisime gecen kadin normal bir kadin midir?

-erkeklerin öne cikmasi mi gerekiyor? kadinlari savunmasi mi gerekiyor? sikayet edilecek bir mevzu görmediginde toplumun sözcülügünü yaparak onlari dertten kurtarmasi mi gerekiyor?

-cesaret, bir gen meselesi midir? erkeklerin "cesur" olmasi ve bunu sikayet ederek, tartisarak, gerektiginde maraza cikararak "gösteriyor" mu olmasi gerekiyor? bir erkegin korkak olmasi, bir kadinin korkak olmasindan daha mi kötü?

-size ne?

gündelik hayatta bu tip sorunlarla erkekler çok karşılaştığı için bu gibi şeylerle canlarını sıkmak yerine 5 dakika fazladan beklemeyi tercih ederler. "şuna birşey de" lafındanda anlaşılacağı gibi gene erkek öne sürülüyor (kadın söylesin demiyorum tabi). korkaklıktan ziyade can sıkıcı birgün geçirmek istememsindendir (tartışma çıkma ihtimalinden dolayı).

Adam adama laf ederse kavga çıkabilir, kadın söylerse en fazla "seninle mi uğraşacam kadın" denir, geçilir.

Herkes bu tür gerilimleri göze alamayabilir. Kadınlar da erkeklerin yaşayacağı türden bir tartışmaya, kavgaya gireceklerini bilseler ağızlarını açmazlar. Yani kadının risksiz cesaret.

Kadinlar duygusaldir, anlik buyutmeleri cok yaparlar. O an icin dunyanin en buyuk sorunu, hatta tek sorunu odur. 5 dakika sonra ise unuturlar.. :)

@atmacaged kesinlikle haklısın.

ben anlamıyorum bu işi yahu. görüldüğü gibi en basit en boktan şeyde bile şikayet etme, sığınma noktasına taşıyor sizin gibi zihniyetler. ondan sonra da ataerkil toplumuz bilmem ne. oradaki kadın da gidip kendi hakkını savunamayacak kadar acizse, kocasına tek kelime etme hakkı yoktur.

ben beğenmedim cevabı diyorsan, ipktgl arkadaşım, senin için kadın demek (bkz: kezban) demek.

cinsler ötesi bir bakışla, hakkını aramak, hakkına sahip çıkmak bizim toplumumuzda net bir sorun. algı, haklı olanın değil, güçlü olanın kazanacağı. bu örnek onun bir yansıması. "boşver" diyen adam tırsmış olabilir. haklı olduğuna inansa dahi, güç ile bastırılmaktansa sesini çıkaramamış olabilir. toplumsal cinsiyetinin kendisine yüklediği rol, güzellikle ya da zorla diğerini zapt etmesi. güç ile bastırılma riskindense 1 kişi beklemeyi tercih etmiş. anlaşılamaz değil açıkçası. türkiye'deki insanların tartışmasız çoğunlukla güce tapanlar olduğu, hakim olanın söylemine göre kılıktan kılığa giren, özünde kendini değersiz gören ve güvensiz tipler oldukları bence çok açık. bu saçma hal'de hakkını arayan kadın bize garip görünüyor. kadın'ın erkeğe, "bişey de" demesi de kadına dayatılan toplumsal cinsiyetin onu yönettiği rol. kadına o kadar çok kızamam, sonradan insiyatif almışken.

bir de şu var tabii
Kadınlar bu tip olaylarda kendilerine şahsen hakaret edildigine inanıp kavga çıkarıyorlar.
Adamlar da genelde "kardeşim sıra var", "a öyle mi görmemişim pardon" şeklinde konuyu kapatıyorlar.

www.facebook.com

Idm'yi kaldıracaksın, kullandığın key kaçak olduğu için kilitleniyor.

İşte sildikten sonra başladı zaten bu mesaj gelmeye.

Pardon okumamışım onu, idm'nin kendi eklentisi var, sanırım o silinmemiş ya da idm'yi kaldırmayı becerememişsin. Şimdi şunları yapıyorsun sırayla.

Idm'yi yeniden kur ve bütün ayarları sil seçeneği varsa oradan hepsini sil
Yine hata varsa idm'nin olduğu klasörü sil önce
Yine hata veriyorsa chrome'u kaldır yeniden kur
Yine hata veriyorsa chrome'un klasörünü de sil chrome'u kaldırdıktan sonra.

Bütün bunlardan sonra çalışır heralde :)

Program ekle/kaldır'dan silmiştim. Dediğin gibi tekrar yükledim ve kendi klasöründeki uninstalldan silip complete radio butonunu seçtim bu sefer güzel sildi. Teşekkür ettim efem.

17 temmuz saat 22:31 sularında "anakinskywalker" adlı yazarın "orospu çocuğu doktorlar" şeklinde başlık açması ve bi kısım doktora yardırması sonucu "10000000146" hem doktor hem yazar hem de ... neyse işte kişinin ona karşılık vermesiyle başlamıştır...

"orospu çocuğu doktorlar"dan önce de 10000000146 yazar kişisi çok fazla tepki çekmişti zaten.

10000000146 kişisinin nefret edilen doktor profiline uygun olarak halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmesi sonucu çıkan olaylar gibi geldi bana.

www.eksisozluk.com

marshall mg15cdr

Araştırıyoruz şuan ve roland cube 15x ve ibanez tbx15r'de gözümüze takıldı ne dersiniz bunlardan kullanan var mı acaba?özellikle ibanez 50 lira daha ucuz ve çok övülmüş.

ben cube20x kullanıyorum. efektleri arasında ne fark var bilmiyorum (15x ile 20x) ama benimkini soracak olursan distortionu gayet iyi. özellikle akustik hali mükemmel. fakat gaini bana çok yeterli gelmedi.

yeni basliyorsaniz uzerinde efekt olan aletler daha cazip gelecektir fakat analog olmadigi icin o dijital efektler size 2-3 yil sonra olu tu$e olarak geri donecektir.

yani diyecegim uzerinde ivir zivir dolu bi amfi almaktansa basit, sadece reverbi olan bi amfi alin. hem daha ucuz, hem de tu$e gelisimi acisindan baya bir farki olur diye dusunuyorum.

ha bu arada yine ayni sebepten, oyuncak efekt pedallarina hic para yatirmayin.

basta bir sey farketmezsiniz ama kulaginiz biraz gelistikten sonra analog amfiye gitarinizi girip aslinda ne kadar kotu caldiginizi gorup hayal kirikligina ugramayin diye soyluyorum bunlari.

Tavsiye verebilir misiniz acaba?

uzun arastirmalar sonucu biladere almistim: Marshall mg-15 cdr. Uzerinde bir tane daha line in olmasi iyi oluyor arada aypot filan da baglanabiliniyor...

valla gitar iyi, amfiyi de marshall 15 lerden sallayın bi tane, sonuçta adam yeni başlıcak, zaten 2 yıl falan sürekli çalışması tuşesini bilgisini geliştirmesi lazım. çok fazla ot bok pedal işlerine girmemesini öneririm.

şey doru denmiş paranızı çok zorlamayan 150 liraya fln da güzel anfiler var, cruiser marka felan. sonuçta adam sahneye çıkmayacak, fazla abartmaya gerek yok. ama bu gitar onu baya idare eder. amfi ilerki dönemde hallolur zaten.

bir de bu hevesle başlanıp, zor ve yorucu olduğundan dolayı genelde vazgeçilen birşey, gidip çok iyi bişi alınmaması o yüzden doğru oluyor.